Modelimiz
İyi yönetişim kültürünün herhangi bir kurumda hayata geçirilmesi belirli ilkelerin kurumsal yapı, mekanizma, araç ve kurallar yoluyla farklı yönetim süreçlerinde hayata geçirilmesine bağlı. Bu nedenle söz konusu ilkelerin belediyelerin yapı, işleyiş ve hizmetlerinde bütünsel olarak sürekli uygulanmasına ve geliştirilmesine ihtiyaç var. Değişen koşullar ve beklentilere rağmen iyi yönetişim kültürünü bir kurumda korumak ve güçlendirmek ancak sürekli olarak ölçmek, değerlendirmek ve geliştirmekle sağlanabilir. Bu şekilde yaklaşıldığında iyi yönetişimin sunduğu faydalardan daimî olarak yararlanılabilir.
Genel olarak, şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık gibi iyi yönetişim ilkeleri birçok ülkenin yasal düzenlemelerine ve kurumsal yapılarına dahil edilmiş durumda. Ancak, mevzuat tam ve sürekli olarak uygulansa bile, genellikle her ilkenin parçalı ve belirli süreçlerde uygulandığı söylenebilir. Başka bir ifadeyle, iyi yönetişim ilkelerinin bütünsel ve tutarlı olarak hem kurumsal yapılarda hem de yönetim süreçlerinin her adımında hayata geçirilmesi gerektiği çoğu zaman gözden kaçırılıyor. İyi yönetişim, bir kültürden çok usul, yöntem veya belirli bir uygulama olarak ele alınıyor. Bununla beraber kurumsal işleyiş, faaliyet ve hizmetler, çoğu zaman iyi yönetişim uygulamalarının hayata geçirilmesi açısından ölçülmüyor. Ölçülmeyen performans iyileştirilemez. İyi yönetişim ilkelerinin somut olarak belediye yapı, işleyiş ve faaliyetlerinde bütünsel olarak işlevsellik kazanmasına, ölçülmesine ve sürekli geliştirilmesine ihtiyaç var. İyi yönetişim kültürünün sunduğu güven ortamı, yönetim kalitesi ve faaliyetlerin kapsayıcılığı ve etkinliğini sürekli kılacaktır.
Ölçülmeyen performans iyileştirilemez. İyi yönetişim ilkelerinin somut olarak belediye yapı, işleyiş ve faaliyetlerinde bütünsel olarak işlevsellik kazanmasına, ölçülmesine ve sürekli geliştirilmesine ihtiyaç var.
Belediyeler görev ve sorumlulukları gereği yürüttükleri faaliyetlerle şehirlerde sürdürülebilir kalkınma ile insanların yaşam kalitesini artırmaktan sorumlular. Belediyeler aynı zamanda, toplumsal barış, yerel demokrasi ve aktif yurttaşlığın gündelik hayatta gelişmesinde etkileri olan kurumlar. Belediyelerin yetki ve kaynakları ile farklı riskleri bertaraf etmesi, çeşitli ve değişen beklentileri karşılaması ve bunları daha kapsayıcı, adil ve etkin şekilde yerine getirmesi için iyi yönetişim kültürüne ihtiyacı var.
Ölçülebilir bir entegre yönetişim modeli ile belediyelerde iyi yönetişim kültürünün bütünsel olarak işlevsellik kazanması, sürdürülebilir kalkınma vizyonunun hayata geçirilmesi ve farklı sosyal grupların yerel ihtiyaç ve taleplerinin karşılanması ile vatandaşların yaşam kalitelerinin iyileştirilmesi sağlanabilir. Böyle bir model, iyi yönetişim ilkelerinin belediyelerde en etkin şekilde uygulanmasına ve üst yönetimin kararlarından başlayarak gündelik uygulamalara kadar tutarlı, sistematik ve ölçülebilir hale getirilmesine hizmet edecektir.
Argüden Yönetişim Akademisi, Avrupa Konseyi’nin sunduğu vizyon ve stratejiyi temel alan entegre ve ölçülebilir bir model geliştirdi.
Argüden Yönetişim Akademisi, bu ihtiyaç ve bakış açısıyla iyi yönetişim kültürünün yayılımını kolaylaştırmak adına Avrupa Konseyi’nin sunduğu vizyon ve stratejiyi temel alan entegre ve ölçülebilir bir model geliştirdi. Bu modelin geliştirilmesi sürecinde uluslararası farklı yaklaşımlar incelendi, yasal düzenlemeler ile kurumsal mekanizma ve araçlar değerlendirildi. Nihai olarak, belediyelerin Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası’nı almasına dönük bir model ve bunu oluşturan bileşenler tasarlandı. Geliştirilen Entegre Belediye Yönetişim Modeli© ile belediyelerin:
- Karar süreçlerinin kalitesinin artırılması,
- Kaynak geliştirme, tahsis ve kullanım süreçlerinin kalitesinin güçlendirilmesi,
- Katılımcı ve iş birliğine dayalı karar ve uygulama süreçlerinin işletilmesi,
- Ortak çalışma ve birlikte sorun çözme kültürünün geliştirilmesi,
- Etkin risk yönetiminin gerçekleştirilmesi ve bu şekilde riskleri öngörerek, olası konulara yönelik öneriler ve önlemler geliştirilmesi,
- Belediyelerin çevikliği artırılarak dayanıklılığının güçlendirilmesi,
- Etkin ve verimli çalışmalarla vatandaşların yaşam kalitesinin iyileştirilmesi,
- Belediye–vatandaş arasındaki güven ilişkisinin artırılması hedeflendi.
Belediyelerin varoluş nedeni, sorumluluk alanı çerçevesinde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek ve tüm paydaşlarının yaşam kalitesini iyileştirmektir. Belediyeler, faaliyetleri ile ürettikleri kamusal değerler vasıtasıyla vatandaşların yaşam kalitesini iyileştirdiği gibi diğer paydaşlar için çeşitli faydalar da yaratmış olur. Bunların bazıları şöyle sıralanabilir:
- Belediyenin yerelde mevcut ya da gelecekteki olası ihtiyaç ve sorunlara yönelik çözümler üretmesi,
- Yerelde ekonomik ve sosyal kalkınmaya katkı sağlaması,
- Çevresel, tarihi ve kültürel varlıkların korunması,
- Kapsayıcı ve katılımcı bir anlayışla tüm gruplar için hizmet üretmesi ve özellikle dezavantajlı grupların refahının sağlanması,
- Tüm ilgili paydaşlar için değer yaratması beklenir.
Belediyenin değer yaratma yaklaşımı öncelikle yerel ortak ihtiyaç ve talepleri belirleme süreciyle başlar. Belirlenen ihtiyaç ve taleplere dair kararlar belediyenin;
- Politika öncelikleri ve hedeflerini,
- Ulaşmak istediği vizyonunu,
- Stratejisini, faaliyetlerini ve bunlara dair başarı göstergelerini,
- Kurumsal işleyişe dair yaklaşımını şekillendirir.
Değer yaratma yolculuğunun başarısı ve sürekli kılınması, paydaşlara duyulan güven ile ilişkilidir. Bu güven ise ancak bütünsel iyi yönetişim yaklaşımının hayata geçirilmesi ve sürekli gelişiminin sağlanması ile elde edilebilir.
Belediyenin hedeflerini ve stratejisini belirlerken bütünsel bir bakış açısı ile yerel koşulları ve kurumsal kapasitesini değerlendirirken aynı zamanda farklı paydaşların ihtiyaç, beklenti ve önerilerini anlaması büyük önem taşır. Belediye önceliklerini, faaliyetlerini ve vatandaşlar için değer yaratma yolculuğunu detaylı, şeffaf ve anlaşılır bir şekilde kamuoyu ile paylaştıkça paydaşların güvenini kazanır. Güveni kazanılan paydaşlar, sahip oldukları kaynakları belediyenin değer yaratma yolculuğuna katkı sağlayacak şekilde harekete geçirirler. Değer yaratma yolculuğunun başarısı ve sürekli kılınması, paydaşlara duyulan güven ile ilişkilidir. Bu güven ise ancak bütünsel iyi yönetişim yaklaşımının hayata geçirilmesi ve sürekli gelişiminin sağlanması ile elde edilebilir.
Modelin Özellikleri
Entegre Belediye Yönetişim Modeli©’ni (EBYM) geliştirmekteki temel amacımız, iyi yönetişim kültürünü yerel yönetimlerin kurumsal yapısı ve yönetim süreçlerinin bütününde daha işlevsel ve etkili kılmak. Bunu yaparken de yerel yönetimlerde iyi yönetişim kültürü ve ilkelerinin uygulanma kalitesini belirli bir çerçeve kapsamında ölçerek sürekli geliştirmek. EBYM ile belediyelerin iyi yönetişim kültürünün sunduğu faydaların tamamından yararlanmasına imkân verecek, uygulanabilir bir model ile katkı yapmayı hedefledik.
Her ülkenin kendi devlet yapısı, yasal düzenlemeleri, coğrafi ve sosyal özelliklerine bağlı olarak belediyelerin yapı, görev, işleyiş ve faaliyetleri farklılıklar gösterebilir. Buna rağmen, demokrasinin temel prensiplerini ve iyi yönetişim ilkelerini referans alarak bu kurumlarda belirli niteliklerin ortak olduğu kabul edilebilir. İyi yönetişim ilkelerini, söz konusu ortak özellikler üzerinden bütünsel olarak hayata geçirmek, ölçmek, değerlendirmek ve sürekli geliştirmek üzere çeşitli öneriler sunulabilir.
Tüm belediyelerin ortak özellikleri:
- Kamu yararı sağlamak: Gerek seçilmiş (siyasi) gerekse atanmış (bürokrat) kişiler, karar ve faaliyetlerinde yerelde çevresel, ekonomik ve toplumsal sorun, ihtiyaç ve taleplerin kısa, orta ve uzun vadede karşılanması amacıyla kamusal fayda üretmek için görev yaparlar.
- Temsil, katılım ve hesap vermeye dayalı meşruiyet: Belediye yönetimlerinin meşruiyeti, vatandaşların bu kurumların karar alıcılarını (meclis üyelerini) demokratik yollarla seçmesi ve kamu görevlilerinin (bürokratların) hukukun üstünlüğüne göre hareket etmesi, vatandaşlara ve diğer kamu kurumlarına hesap vermeleri gerekliliğine dayanır. Aynı zamanda vatandaşların ve diğer paydaşların yönetim süreçlerine katılarak görüş verme hakkı ve imkanları bu meşruiyeti güçlendirir.
- Kamuya ait kaynakları kullanmak: Belediye yönetimleri, kaynaklarını vatandaşlar ve diğer ekonomik aktörlerin vergileri ve çeşitli ödemeler yapması ile kamu varlıkları (ör. gayrimenkuller) üzerinden sağlar. Yürüttükleri faaliyetlerde kamuya ait kaynakları kullanırlar.
- Kamu çalışanları ile faaliyet yürütmek: Belediye yöneticileri ve çalışanları yasal mevzuata bağlı olarak istihdam edilir ve işlerini resmî usul ve kurallara göre gerçekleştirmekle yükümlüdür.
- Kanun ve kurallara göre işlemek: Belediyelerin kuruluşu, yapı, sorumluluk, yetki ve işleyişleri belirli kanun, kural ve usullere göre düzenlenir ve bunlara göre yapılır.
- Tanımlanmış yönetim süreçlerine göre işlemek: Belediyeler kurumsal özellikleri gereği belirli yönetim süreçlerine göre işler ve kamu faydası üretirler. Bunlar kısaca şöyledir:
- Siyasi/demokratik karar ve faaliyetler: Temel hedef ve faaliyetler seçilmiş siyasi aktörler tarafından tayin edilir. Bu hedef ve faaliyetlerden ilgili meclis veya seçilmiş kişiler sorumludur.
- İdari karar ve faaliyetler: Siyasi olarak belirlenen hedef ve faaliyetleri hayata geçirmek için alınan idari kararlar, yapılan uygulamalar ve uyulan kurallar mevcuttur.
- Mali karar ve faaliyetler: Belirlenmiş bütçe dahilinde ilgili hedef ve faaliyetler için kaynaklar tahsis edilir, kullanılır ve izlenerek raporlanır. Yürütülen her faaliyet belirli mali kaynakların kullanımını içerir.
Bu özellikler nedeniyle, belediyelerde iyi yönetişim ilkelerini bütünsel olarak hayata geçirmek, sürekli izlemek, değerlendirmek ve geliştirmek gerekir. EBYM bir bütün olarak tüm belediyeler için geçerli olan bu özellikler üzerine kurularak geliştirildi.
Modelimizin 3 temel alanda gelişim sağlayacağını öngörüyoruz:
- 1İyi yönetişimin, entegre düşüncenin uygulanmasını yansıtan bir yaklaşımla belediyelerde hayata geçirilmesi.
- 2İyi yönetişim kültürünün belediyelerin yapı, karar ve uygulama süreçlerinin her aşaması ve adımında hayata geçirilmesi.
- 3İyi yönetişim kültür ve uygulamalarının belediyelerde sürekli olarak ölçülerek geliştirilmesi.
Model bu 3 konuda gelişimi sağlamak üzere bünyesinde 3 temel bileşen barındırıyor:
1. Entegre İyi Yönetişim Yaklaşımı
İyi yönetişimin, belediyenin yönetim yapısını, işleyişini, faaliyet ve etkileşimlerinin tümünü kapsayan ekosisteminde entegre yaklaşımla ele alınması, anlaşılması ve sahiplenilmesi olarak açıklanabilir. Entegre iyi yönetişim yaklaşımının hayata geçirilmesi için kurumun tüm yapı ve süreçlerinde entegre düşüncenin benimsenmesi, konuların bütünsel olarak değerlendirilmesi ve etkileşimlerin tamamının dikkate alınması gerekir.
Kurumun bütününde iyi yönetişim ilkelerinin benimsenerek uygulanması, kurumun kaliteli karar almasını ve kaynaklarını etkili ve verimli kullanmasını sağlar. Kararların ilgili tüm grupların görüşlerinin alındığı katılımcı ve kapsayıcı bir yaklaşımla alınması, kararın adilliğini ve belediyenin hesap verebilirliğini güçlendirir. Paydaşlara sunulan bilginin kalitesinin yüksek olması, farklı boyutları içermesi ve karşılaştırılabilir olması paydaşların kuruma güven duymalarını sağlar, belediyenin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini artırır.
Paydaşlara sunulan bilginin kalitesinin yüksek olması, farklı boyutları içermesi ve karşılaştırılabilir olması paydaşların kuruma güven duymalarını sağlar, belediyenin şeffaflığını ve hesap verebilirliğini artırır.
Belediyenin işleyiş kapasitesinin yüksek olması, yönetim süreçlerinin etkin çalışması ve güçlü mali yapıya sahip olması kurumun gerçekleştirdiği hizmetler ve yaptığı yatırımlar aracılığıyla vatandaşların yaşam kalitesini artırır. Belediyelerin vatandaşların yaşam kalitelerini artıran bir diğer unsur olan sürdürülebilirliğe önem vermeleri ve kararlarını uzun vadeli etkileri hesaba katarak almaları önemlidir. Bu yaklaşım aynı zamanda sadece bugünü değil gelecek nesillerin haklarını da korumak açısından çok değerlidir.
2. Entegre İyi Yönetişimin Belediyenin Yapı ve İşleyişinde İşlevsellik Kazanması
Entegre iyi yönetişim yaklaşımının kurum içi ve dışında işlevsellik kazanmasını sağlayacak yapı, yöntem ve araçların devreye sokulması olarak açıklanabilir. Belediyenin tüm yapı ve süreçlerinde İyi yönetişim ilkelerinin benimsenmesi; alınan kararların, yapılan planların ve gerçekleştirilen hizmetlerin katılımcı, adil, kapsayıcı, etkili, verimli ve sürdürülebilir olmasını sağlar. Diğer taraftan kurumun yüksek düzeyde güven sağlaması açısından önemli olan etik davranış sergilemenin, hukukun üstünlüğüne uygun hareket etmenin, şeffaflık ve hesap verebilirliğin sağlanmasına ve kurumun güçlü bir mali yapıya sahip olmasına yardımcı olur.
Entegre iyi yönetişim yaklaşımı karar aşamasından başlayarak bütünsel bir bakış açısı ile hareket edilmesine imkân sağlar. Planlama ve uygulama süreçlerinde de belediyenin iç ve dış paydaşlar ile ortak ekipler kurarak hedeflere daha etkin bir şekilde ulaşmasını kolaylaştırır. Ayrıca günümüz koşullarında risk ve faydaları esnek biçimde yöneten çevik bir kurum olarak hareket etmeyi kolaylaştırır.
Entegre iyi yönetişim yaklaşımı geliştirilen modelin temelini oluşturmaktadır. Kurumun yapı ve süreçlerinde entegre iyi yönetişim yaklaşımının işlevsellik kazanması üç konuda güçlü sistemlerin oluşturulması ile sağlanabilir. Bu konular; kurumsal işleyiş kalitesi, katılım kalitesi ve bilgi kalitesidir. Söz konusu alanlar aşağıda detaylı olarak açıklanmıştır.
3. Entegre İyi Yönetişimin Sürekli Gelişimi
Belediye yönetişiminde sürekli gelişim;
- Belediyenin karar, uygulama, iç ve dış denetim süreçlerinde elde ettiği deneyimlerden,
- Ölçülerek değerlendirilmiş olan kurum performansından,
- Diğer belediyelerdeki uygulamalardan öğrendiklerinden,
- Ekosistemde yaşanan değişimin ortaya çıkardığı sonuçlardan
yola çıkarak iyi yönetişim süreçlerini iyileştirmek için yaptığı çalışmalar olarak açıklanabilir.
Kurumsal öğrenme, iyi yönetişime dayalı alınan kararların ve bunların sonuçlarının kalitesinin artmasını sağlar. Benzer konularda geçmiş deneyimlerden öğrenilenler, yeni kararlar alırken daha önce yaşanan olumsuzluk ve eksikliklerin yaşanmamasını sağlar.
Öğrenme sürecinde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan birisi iyi yönetişime dair doğru ve ölçülebilir performans göstergelerinin belirlenerek takip edilmesi ve sonuçların ortak akıl ile değerlendirilmesidir. Bu şekilde entegre yönetişim anlayışının sunduğu bütünsel bakış açısı ile ortak akıl kullanılarak uygulanma süreçlerinde iyileştirme yapılmasına imkân sağlar.
Bu 3 bileşen birbirini tamamlayıp entegre biçimde iyi yönetişimi hayata geçirmeye ve sürekli iyileştirmeye hizmet etmektedir. Modelin işleyişi açısından önemli olan bu üç bileşen ve bunların modelin işleyişine nasıl etki yaptığı aşağıdaki bölümde detaylı olarak açıklanmıştır.
1. Entegre İyi Yönetişim Yaklaşımı
EBYM’nin uygulanmasında en önemli kavram entegre düşünce ve karar almanın içselleştirilerek hayata geçirilmesidir. Entegre iyi yönetişim yaklaşımı, kurumsal sistemin bütünsel olarak daha iyi, daha kapsayıcı ve etkili sonuçlar üretmesine, iç ve dış paydaşlar arasındaki etkileşimleri ortak amaçlar doğrultusunda yönlendirmeye, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasına ve risklerin daha etkin yönetilmesine olanak sağlar.
Entegre iyi yönetişim yaklaşımı, kurumsal sistemin bütünsel olarak daha iyi, daha kapsayıcı ve etkili sonuçlar üretmesine, iç ve dış paydaşlar arasındaki etkileşimleri ortak amaçlar doğrultusunda yönlendirmeye, kaynakların daha etkin ve verimli kullanılmasına ve risklerin daha etkin yönetilmesine olanak sağlar.
Entegre düşünce bakış açısına dayalı entegre belediye iyi yönetişim yaklaşımının uygulanması; belediye karar vericilerinin, planlama ve faaliyetleri uygulamada önemli role sahip olan birim ve çalışanlarının işlev ve görevlerini daha etkin yapmalarını destekler. Bu yüzden sorunların daha bütünsel, hızlı, etkili, verimli ve yenilikçi çözümler ile cevaplanmasını sağlar. Birlikte düşünme ile yenilikleri iş birliği içinde geliştirmeyi ve uygulamayı tetikler.
Entegre Düşünce
Yönetim süreçleri ile ilgili konuları bütünsel bir bakış açısı ile değerlendirmeyi öneren bir bakış açısıdır. Bu bakış açısı:
- Belediyenin kullandığı kaynakların tüm boyutlarıyla ele alınması,
- Belediye içindeki farklı işlevlerin ve birimlerin ortak amaç olan kamusal değer üretmeye odaklanması,
- Belediyedeki iş süreçlerinin parçalı (silo) yaklaşımı yerine bütünsel, çevik ve sonuç odaklı olması,
- Belediyenin kontrolü dışında olan konuların kurumun faaliyetleri üzerindeki etkilerinin temel amaç doğrultusunda yönetilmesi,
- Belediye faaliyetleri sonucu oluşan çıktıların ve etkilerin birbirleri ile etkileşimini ve ilişkisini anlayarak uzun dönemli etkilere hesaba katarak karar verilmesi gerektiğini ortaya koyar.
Entegre düşünce; belediyenin kendi yapı, işleyiş ve hizmetlerini iç ve dış paydaşları ile birlikte, tüm konuları her açıdan ve bütün boyutları içeren şekilde değerlendirmek gerektiğini ifade eder. Özellikle parçalı düşünme ve çalışma sistemlerinin kurumların günümüzün zorlayıcı problemlerine çözüm bulmakta zorlandığını temel bir varsayım olarak kabul eder. Entegre düşüncenin hayata geçirilmesinin belediyenin içinde ve dışında iş birliklerini güçlendirdiğini, farklı fikirlerden beslenerek yeni politika ve çözümler geliştirmeyi kolaylaştırdığını ve kurumların tüm paydaşlarına değer yaratmasını desteklediğini ifade eder.
Entegre düşünce kurumların sadece mali kaynaklarının değer yaratmak için yeterli olmadığını ve değer yaratmak için ayrıca insan kaynağına, ilişkiler ağına, entelektüel birikime, varlıklara (kurumun varlıkları ve kullandıkları altyapılar) ve doğal kaynaklara ihtiyaç olduğunu ortaya koyar.
Bu kaynakları kısaca tanımlarsak:
- Mali Kaynaklar: Belediyeye ait parasal kaynakları ifade eder.
- İnsan Kaynağı: Kurumun çalışanlarının sahip olduğu yetenek, yetkinlik ve çalışma motivasyonlarını ifade eder.
- İlişkiler Ağı: Belediyenin paydaşları ile ilişkilerinin niteliği ve gücünü ifade eder.
- Entelektüel Birikim: Kurumun sahip olduğu bilgi birikimini ve yenilikçilik kabiliyetini ifade eder.
- Varlıklar: Belediyenin sahip olduğu varlıkları (bina, araç, iş makinası, teknoloji vb.) ve işlerini gerçekleştirmek için kullandığı altyapıları ifade eder.
- Doğal Kaynaklar: Kurumun faaliyetlerini göstermek için doğadan kullandığı su gibi kaynakları ifade eder.
Belediyenin birçok faaliyeti birden fazla birimin ortak çalışması ve çabası ile gerçekleşir. Bu faaliyetlerin koordinasyon ve iş birliği içinde yürütülmesi, ortak çalışma ekipleri ve kültürü oluşturularak faaliyetlerin başlangıç adımlarından itibaren tüm ilgililerin birlikte çalışması ile sağlanabilir. Böyle bir çalışma yaklaşımı hem iyi yönetişim uygulamalarının süreçlere en uygun şekilde uyarlanmasına hem de iş süreçlerinin daha bütünsel ve etkin bir şekilde yürütülmesine imkân verir. Entegre düşüncenin hayata geçirilmesi, kurumun çeviklik kazanarak değişen şartlara daha hızlı uyum sağlamasını destekler.
Entegre düşüncenin hayata geçirilmesi, kurumun çeviklik kazanarak değişen şartlara daha hızlı uyum sağlamasını destekler.
Avrupa Konseyi yerel yönetimlerde vatandaşı merkeze alan iyi yönetişim kültürünün yaygınlaşması ve kalkınma ile vatandaşların yaşam kalitelerini güçlendirmek için 12 İyi Yönetişim İlkesi belirlemiştir (Bkz: ELoGE).
- 1. Katılım, Temsiliyet ve Seçimlerin Adil Yapılması
- Yerel konularda vatandaşların fikirlerini yönetim süreçlerinde belirtmelerini güvence altına almak
- 2. Duyarlılık
- Yerel yönetimlerin vatandaşların meşru istek ve beklentilerinin dikkate alınmasını sağlamak
- 3. Etkililik ve Verimlilik
- Kaynakları en iyi şekilde kullanarak hedefleri gerçekleştirmek
- 4. Açıklık ve Şeffaflık
- Vatandaşların bilgiye erişimini sağlamak ve yerel yönetim süreçlerinin nasıl gerçekleştirildiğini anlamalarını sağlamak
- 5. Hukukun Üstünlüğü
- Adilliği, tarafsızlığı ve öngörülebilirliği sağlamak
- 6. Etik Davranış
- Kamu önceliklerini en üst öncelik olarak yönetim süreçlerinde değerlendirmek
- 7. Yetkinlik ve Kapasite
- Yerelde seçilmiş temsilcilerin ve belediye çalışanlarının görevlerini yerine getirecek yetkinlik, yetenek ve kapasiteye sahip olması
- 8. Yenilik ve Değişime Açık Olma
- İyi uygulama ve yeniliklerin kurum sistemine uyarlanması ve etkili sonuçlar elde edilmesi
- 9. Sürdürülebilirlik ve Uzun Dönemli Yönelim
- Kararlarda gelecek nesillerin çıkarlarını gözetmek
- 10. Sağlam Mali Yönetim
- Kamu kaynaklarını sağduyulu ve verimli şekilde kullanmak
- 11. İnsan Hakları, Kültürel Çeşitlilik ve Sosyal Uyum
- Hiçbir kimse ve topluluğun dışlanmadan ve ayrıştırılmadan kapsanmasını, korunmasını ve beklenti ve ihtiyaçlarına saygı duyulmasını sağlamak
- 12. Hesap Verebilirlik
- Seçilmişlerin ve belediye çalışanlarının taşıdıkları sorumlulukların bilincinde olması ve aldıkları kararların sonuçları konusunda hesap vermesi
Yukarıda sayılan 12 ilkenin belediyenin tüm yönetim kademelerinde, başkan ve meclisten başlayarak belediyenin tüm işlevsel birimlerinde ve denetim yapılarında benimsenmesi, iyi yönetişim kültür ve uygulamalarının güçlenmesine destek olur. Söz konusu ilkelerin ne ölçüde hayata geçirildiğini ölçmek için kullanılan göstergeler, kurumun ilgili ilkeleri çalışma sistemi içinde ne ölçüde hayata geçirdiğini anlamak açısından etkili olur. İyileştirme adımları bu çerçevede planlanarak kurumun gelişimine yönelik adımlar atılabilir.
Kurumun etkili, kapsayıcı ve sürdürülebilir faaliyetler yürütmesi, entegre iyi yönetişim yaklaşımını tüm yönetim kademe ve süreçlerinde uyguladığı bir durumda mümkün olabilir.
Entegre İyi Yönetişim Yaklaşımı
Belediyenin tüm yönetim kademe ve süreçlerini iyi yönetişim ilkeleri ile ilişkilendirerek bütün işleyişinde uygulaması olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşıma göre ilkelerin kendileri de bütünsel olarak ele alınmalı, ilkeler arasındaki ilişkiler de dikkate alınarak her yönetim süreç ve adımında farklı ilkelerin ne oranda hayata geçirildiği değerlendirmelidir. Bu yaklaşıma göre kararlar iyi yönetişim ilkeleri ışığında alınır, uygulamalar yine bu ilkelere uygun olarak gerçekleştirilir. Benzer şekilde ortaya çıkan sonuçlar da bu ilkeler ışığında ve ilgili verilere dayanarak değerlendirilir.
Her birim kendi görev ve sorumluluklarıyla ilgili olan öncelikli iyi yönetişim ilkelerini iş süreçlerine uyarlayarak daha kaliteli kararlar alabilir ve hizmetler sunabilir. Bu sayede tüm birimler, belediyenin bütünsel olarak iyi yönetişim kültürünü güçlendirmesine hizmet eder. Eş zamanlı olarak her ilkenin belediyenin her birim ve iş süreciyle ilgili olduğu göz önünde tutulmalıdır.
Örneğin, belediye meclisi veya sosyal hizmetler müdürlüğü kararlarını alırken konuları; katılımcılık, duyarlılık, etkililik, yetkinlik ve kapasite, sürdürülebilirlik ve uzun vadeli etkiler, sağlam mali yönetim ile insan hakları gibi ilkeler açısından değerlendirmelidir. Bu şekilde alınan kararlar ve yürütülen faaliyetler daha tutarlı, kapsayıcı, adil, sürdürülebilir ve etkili olur.
Belediyenin iyi yönetişim ilkeleri çerçevesinde:
- Bir konuyu etkileyen ve konudan etkilenen bütün boyutları ve muhatapları ile eş zamanlı olarak düşünmesi,
- Faaliyetlerin ve sonuçların ilerlemek istenen yöne uygunluğunu sorgulaması,
- Kaynaklarını gözden geçirmesi,
- Kendi rolüne uygun olarak çevresine ne tür ve nasıl değerler yarattığını değerlendirmesi,
- Paydaşları ile birlikte karar alması,
alınan kararların uygulanmasında başarı olasılığını artırır.
Entegre iyi yönetişimin çok yönlü düşünmeyi teşvik etmesi; belediyelerin her konuyu farklı boyutları ile değerlendirmesini, ilgili tüm paydaşları süreçlere katmasını ve olası etkileri düşünmesini sağlar. Bu şekilde, çok yönlü düşünme kültürü kurum içinde gelişerek yaygınlaşır.
Entegre iyi yönetişim yaklaşımı, tüm iç ve dış paydaşların hedef birliği içerisinde olmasını ve birlikte çalışmasını sağlar. Ayrıca kurumun ‘birliktelik’ potansiyelini de ortaya çıkarır, beklenmeyen olumsuz etkileşimi önleyecek bakış açısını kazandırır, olumlu etkinin yayılımını sağlar ve artırır. Bu yaklaşım, işlevlerin ve bunları icra eden birimler ile kişilerin bir araya gelerek eş zamanlı değerlendirme yaptığı ve çözümler ürettiği bir sürece dönüşür.
Entegre iyi yönetişim, kaynakların önceliklerle uyumlu kullanımını destekler. Belediyenin kaynaklarının kullanımını önemlilik bakış açısı ile şekillendirilmesine yardımcı olur. Önemlilik, bir belediyenin hedeflerini gerçekleştirmesini etkileyen risk ve fırsatların tanımlandığı adımdır. Önemlilik yaklaşımı, olası risklerin oluşmadan önce tespitini ve yönetilmesi için gerekli adımların atılmasını ve kaynakların ayrılmasını teşvik eder. Entegre iyi yönetişimin çok yönlü düşünmeyi teşvik etmesi, belediyelerin her konuyu farklı boyutları ile değerlendirmesini, ilgili tüm paydaşları süreçlere katmasını ve olası etkileri düşünmesini sağlar. Bu şekilde çok yönlü düşünme kültürü kurum içinde gelişerek yaygınlaşır.
Entegre iyi yönetişimin çok yönlü düşünmeyi teşvik etmesi, belediyelerin her konuyu farklı boyutları ile değerlendirmesini, ilgili tüm paydaşları süreçlere katmasını ve olası etkileri düşünmesini sağlar.
Entegre düşünce tanımı altında açıklanmış olan mali, insan, ilişki, entelektüel, varlık ve doğal kaynakların iyi yönetişim kültürünün hayata geçirilmesi ve sürekli gelişimde temel faktörler olduğu göz önünde tutulmalıdır. Her bir ilkenin söz konusu kaynakların kullanım biçim ve süreçlerinde incelenmesi gereklidir. Ancak bu şekilde iyi yönetişim bütünsel olarak ve güçlü biçimde hayata geçirilebilir.
Entegre iyi yönetişim yaklaşımı sürekli kendini tekrarlayan bir döngü olduğu için belediyenin sürekli kendini geliştirerek geçmiş deneyimlerden öğrenmesini ve çıkarılan dersleri gelecek düşünce ve karar sistemlerine uyarlamasını destekler.
Argüden Yönetişim Akademisi tarafından 2018 yılında gerçekleştirilen Belediye Yönetişim Karnesi ve 2022 yılında gerçekleştirilen Büyükşehir Belediye Yönetişim Karnesi projelerinde hem entegre düşünce yaklaşımı hem de Avrupa Konseyi’nin 12 İyi Yönetişim İlkesi kullanıldı. Bu çalışmalarda belediyelerin farklı yapı, işleyiş ve faaliyetlerinde söz konusu ilkelerin ne oranda ve nasıl uygulandığı vatandaşı merkezi alan bir yaklaşımla, veri temelli olarak ölçüldü ve sonuçlar kamuoyu ile paylaşıldı. Uygulanan bu model Birleşmiş Milletler (BM) ve Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından iyi uygulama olarak kabul edildi. İki çalışma da iyi yönetişim ilkelerinin belirli bir yöntem ile ölçerek iyileştirilebileceğini ortaya koydu. Her iki projede entegre düşüncenin sunduğu yaklaşımdan faydalanıldı.
2. Entegre İyi Yönetişimin Belediyenin Yapı ve İşleyişinde İşlevsellik Kazanması
Belediyenin yapısı, nasıl çalışacağı, temsilcilerin seçiminin nasıl yapılacağı, seçilmiş temsilciler ve çalışanlarının görev, yetki ve sorumlulukları yasalar ile belirlenir. Bununla birlikte belediyelerin yapısı ve işleyişi incelediğinde üç temel sistemden ve bunların etkileşiminden oluştuğu anlaşılacaktır.
Belediyelerin yapısı ve işleyişi incelediğinde üç temel sistemden ve bunların etkileşiminden oluştuğu anlaşılacaktır: başkan ve belediye meclisi, denetim yapısı, bürokrasi ve çalışanlar.
Birinci sistem, seçim yoluyla göreve gelmiş olan ve siyasi iradeyi temsil eden başkan ve belediye meclisinden oluşur. Bu sistem aynı zamanda belediyenin ana karar organıdır. Belediyenin hangi konuları öncelik olarak alacağını, ne tür faaliyetlerin nasıl uygulanacağını, nihai olarak sonuçların değerlendirmesini meclis ile başkan tayin eder. Bu açıdan belediyenin siyasi, idari ve mali yönetimden bütünsel olarak sorumludurlar. Genel olarak kuruma yön veren, işleyişi düzenleyen ve denetleyen yapıdır.
Doğal olarak bir belediyede en başta başkan ve meclis üyeleri entegre iyi yönetişim yaklaşımı ve faydalarını anlamalı, sahiplenmeli ve hayata geçirmelidir. Bundan sonra yaklaşımın tüm kuruma yayılması, hayata geçirilmesi ve sürekli geliştirilmesi söz konusu olabilir. Entegre yönetişim ancak liderliğin sahiplenmesi ile güçlenebilir ve tüm işleyiş süreçlerinde etkin kılınabilir. Ana karar verici yapının 12 iyi yönetişim ilkesini benimsemesi ve yönetim süreçlerine entegre yönetişimi hakim kılması ise kapsayıcı katılım, kaliteli bilgi paylaşımı ve işleyişin kalitesine öncelik verilmesine bağlıdır.
İkinci önemli sistem ise yönetim süreçlerinin işleyişinin mevzuata, ilkelere ve politikalara uygun olarak gerçekleştiğini denetleyecek olan denetim yapısıdır. Bu yapı gerekli gelişim alanlarını tespit ederek kurum için iyileştirmelerin yapılmasını yönlendirir, kurumda sürekli gelişim için kilit önem taşıyan bir yapıdır. Kurumun bütün süreçleri; siyasi, idari ve mali açıdan yasalar gereği denetime tabidir. Denetim ise iç denetim, merkezi yönetim denetimi ve sivil denetim gibi farklı biçimlerde yapılır. İyi yönetişim kültürü denetim yapı ve süreçleri ile uyumlu kılındığı, etkin şekilde uygulandığı takdirde her işleyiş süreci ve adımında güçlenebilir. Bu nedenle ilerleyen bölümde 12 iyi yönetişim ilkesinin iç denetim ve sivil denetimde nasıl olabileceğine dair iki araç önerilmiştir.
Bir belediyenin üçüncü temel sistemini bürokrasi ve çalışanlar oluşturur. Bürokratik yapı, siyasi karar alıcıların belirlediği yön ve hedefler doğrultusunda gerekli planlama ve uygulama süreçlerini idari açıdan yerine getirir. Bu yapının iyi yönetişim kültürü ve ilkelerini kendi rol, sorumluluk ve işlerinde anlaması, benimsemesi ve hayata geçirmesi ile entegre iyi yönetişim anlayışı gündelik hayata yansıyabilir. İyi yönetişim bürokratik işleyiş ve işlemlerin kritik süreçlerine dahil edildiğinde kurumsallaşır ve süreklilik kazanır.
Belediyelerin yönetim süreçlerine ve genel olarak işleyişine bakıldığında dört ana adımdan oluştuğu görülür. İyi yönetişimin entegre biçimde işlevsellik kazanması bu adımlarda hayata geçirilmesine bağlıdır.
A. Yön ve Politikalar
Bu adımda öncelikle mevcut durum analizi gerçekleştirilir. Çalışma sonuçlarına göre kurumun hedefleri oluşturulur ve öncelikli politika alanları belirlenerek bu konulara yönelik politikalar ve öneriler hazırlanır. Bu adımda katılımın kalitesi, bilgilendirme kalitesi, kurumsal işleyiş kalitesi ile entegre bakış açısı ve iyi yönetişim ilkelerinin benimsenmesi yön ve politikaların belirlenme kalitesini doğrudan etkiler. Belirlenecek yön ve politikaların niteliği yerel koşulların, ihtiyaç ve taleplerin bütünsel, veri temelli ve katılımcı biçimde incelenmesi ile sağlanabilir.
Katılımın Kalitesi
Katılım süreçlerinin nasıl gerçekleştirildiği ve bunların sonuçlarıyla ilgilidir.
Bir katılım sürecinin kaliteli olması için:
- İlgili tüm paydaşların katılım sürecine dahil edilmiş olması,
- Katılımın anket gibi tek taraflı görüş alma mekanizmalarından ziyade tarafların etkileşimini sağlayacak çalıştay, bire bir görüşme, odak grup gibi yöntemlerin kullanılarak yapılması,
- Katılıma dair her süreç ve adım hakkında ilgili paydaşlara bilgilendirme ve açıklama yapılması,
- Katılımın öngörülen kararlar üzerinde etkili olması,
- Katılım sürecinin anlamlı katılım yaklaşımına uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekir.
Planlama adımında katılım sürecinin amacı, ele alınacak konular ve sürece katılacak paydaşların belirlenmesi gerçekleştirilir.
Tüm ilgili paydaşları belirlemek için atılması gereken adımlar:
- Gündeme alınacak konunun doğrudan ve dolaylı şekilde kimleri, nasıl etkilediği tanımlanır,
- Buna göre ilgili ve öncelikli tüm paydaşları içeren paydaş haritası hazırlanır,
- Paydaşlar gruplara (segmentlere) ayrılır,
- İlgili paydaş gruplarına erişim yöntemi ve araçları değerlendirilir.
Anlama adımında paydaşların beklenti, ihtiyaç, endişe ve taleplerinin anlaşılmasına yönelik ön çalışma yapılır. Paydaş haritası çerçevesinde her paydaşın konuyu etkileme ve konudan etkilenme seviyesi değerlendirilir. Öncelikle en çok etki yaratan ve en çok etkilenen grupların katılım sürecine davet edilmesi için liste hazırlanır. Beklenti, talepler ve kurumun hedefleri arasındaki ilişki değerlendirililir. Katılım süreci ile ilgili motivasyon ve sebeplerinin neler olduğuna karar verilir.
İç hazırlık adımında kurum içinde katılım sürecine hazırlanmak konusunda insan, mali kaynak ve zaman planlaması yapılır. Paydaşlar ile kurumun ortak konuları üzerinde çalışılarak ortak kazanım sağlayacak kazan-kazan durumlarının belirlenmesi gerçekleştirilir. Sürecin kurum nezdindeki öneminin belirlenmesi bu adımda yapılır. Katılım çalışmalarında yer alacak birimlerden temsilciler katılımın nasıl yürütüleceği konusunda eğitime tabi tutulur ve bilgilendirilir. Böylece kurum nezdinde katılıma dair ortak bir yaklaşım ve tutum oluşturulmuş olur.
Bilgilendirme adımında paydaşların farklı güven seviyesinde olabilecekleri değerlendirilir. Paydaşların katılım süreci gerçekleştirilmeden önce, sürece yönelik bilgilendirilerek hazırlık yapmalarına olanak verilmesi önemlidir. Çalışma sırasında nasıl bir ortamın olması istendiği de düşünülmelidir. Sunulan bilgiler, katılımı hedeflenen her grubun anlayacağı şekilde hazırlanır ve katılım daveti ile katılımcılara iletilir. Paydaşların toplantıya hazırlıklı gelmeleri sürecin verimliliğini artırır. Davet edilenler ilgili tüm grupları içermelidir. Örneğin okuma yazma bilmeyen bir grup varsa, onlara bunu anlatmak üzere ekipler oluşturulur. Eğer katılımcılar arasında sığınmacılar varsa, o gruba yönelik hazırlanan bilgilendirmeler ilgili dillerde yapılır.
Katılım adımında tüm ilgili grupların temsil ediliyor (kapsayıcı) olmasına dikkat edilir. Daha önce yapılan hazırlıkta belirlenmiş olan beklentiler ile uyumlu öneriler hazırlanarak sunulması etkili olabilir. İstişare ve müzakere süreçlerinin gerçekçi bir zeminde yürütülmesi ve tutulamayacak sözler verilmemesi doğru yaklaşım olacaktır. Katılım sürecinin kurum ve paydaşlar açısından önemli konular üzerine odaklanmasının sağlanması, sürecin verimliğini artırır. Katılım sürecinde iki yönlü iletişimin varlığı çok önemlidir. Bir tarafın kendi isteklerini karşı tarafa dayatması, sürecin etkisini ve güveni ortadan kaldırır, hedeflenen katkılar alınamaz. Bu da katılımın sunduğu faydaları azaltır.
Hayata geçirme ve geri bildirim adımında istişare edilen konular hakkında geri bildirim verilmesi gerekir. Paydaş beklenti ve tepkileri göz önüne alınarak karar verilecek konulara yönelik belediye yönetimine sunulacak politika önerileri oluşturulur. Sunulan tekliflerin adil ve kapsayıcı, veri temelli ve bütünsel etkileri içeren biçimde olması gerekir. Belediye karar vericilerinin aldığı kararlar paydaşların tümüne bildirilir. Bu adımda hangi paydaşların sürece dahil olduğu, alınan önerilerin listesi, karar aşamasında hangi önerilerin dikkate alındığı ve hangilerinin alınmadığı bilgisi bilgilendirme dokümanında nedenleriyle birlikte yer alır. Özellikle değerlendirmeye alınmayan önerilerin neden dikkate alınmadığı yine paydaşlara yapılan bilgilendirmede açıklanır. Bu şekilde bir bilgilendirilme yapılması, paydaşların belediyeye olan güvenini artırır.
İzleme ve değerlendirme adımında süreçte elde edilen bilgilerin ve öğrenilenlerin kurum içinde paylaşılması ve kayıt altına alınması gerçekleştirilir. Bu sayede sürecin ve karar verilen faaliyetlerin şeffaf bir şekilde yürütülmesi sağlanır. Paydaşlara uygulamaların sonuçları hakkında anlaşılır biçimde, düzenli ve sürekli bilgilendirme yapılır. Bu şekilde paydaşlar belediyenin performansını ve sapmalar varsa nedenlerini daha iyi anlayabilir. Genel olarak katılım sürecine dair her aşama ve adıma ait bilgiler katılım süreci öncesi ve sonrasında ilgili paydaşlara yapılmalıdır. Ancak bu şekilde katılımın kapsayıcı, anlamlı ve etkili olduğu ortaya konabilir. Bu ise gelecek dönemde gerçekleştirilecek katılım süreçlerine gösterilen ilginin ve yapılan katkının düzeyini artırır.
B. Planlama
Kurumun hedefleri ve belirlenmiş politikalar çerçevesinde kurumun stratejik planı bu adımda oluşturulur. Planda kurumun stratejik amaç ve hedefleri, belirlenmiş politikalar ile uyumlu olarak tespit edilir. Hedefleri gerçekleştirmek için yapılması gereken faaliyetler ve yol haritası tanımlanır. Hedeflerin ne ölçüde gerçekleştirildiğini takip etmek için her faaliyet için Kilit Performans Göstergeleri (KPG) belirlenir. Hedeflerin ve faaliyetlerin gerçekleştirilmesi ancak kaynakların doğru şekilde planlanarak dağıtılması ve uygun bütçelerin oluşturulması ile sağlanır. Bu adımda da katılımın kalitesi, bilgilendirme kalitesi, kurumsal işleyiş kalitesi, entegre düşünce ve entegre iyi yönetişim yaklaşımının benimsenmesi karar ve kaynak kullanımına dair planlamanın kalitesini artırır. Etkin planlama yaşam kalitesinin artmasına ve sürdürülebilir kalkınmaya hizmet eder. Bu durum Avrupa Konseyi’nin ilgili Belediye Stratejik Planlama aracında açık biçimde dile getirilmiştir.
C. Uygulama
Bu adımda planlanmış olan yatırımlar, hizmetler ve projeler bürokrasi eliyle ve gerektiğinde dış paydaşların da katkılarıyla hayata geçirilir. Uygulama aşamasında yerel koşullara, ortaya çıkan sorunlara veya değişen taleplere bağlı olarak güncellemeler yapılır. İyi yönetişim kültürü uygulamaların daha bütünsel, kapsayıcı, etkin ve sürdürülebilir olmasına hizmet eder. Entegre yönetişim yaklaşımı gereği uygulama süreç ve adımlarında ilgili yönetişim ilkelerinin ne oranda, nasıl uygulandığı önemlidir. Bunun için belirli kriterlerin sürekli gözetilmesi, izlenmesi ve değerlendirilmesine ihtiyaç vardır.
İşleyiş Kalitesi
Belediyelerin iç paydaşları olan çalışanlarına yönelik izleme ve değerlendirme araçlarının oluşturulması, sürekli gelişim kültürünün tesis edilmesi anlamını taşır. Kurum içinde ortaya çıkan her türlü talep, öneri ve sorunun bir güven ortamı içinde paylaşılması ve bunlara cevap verilmesi, çalışanların motivasyonunu olumlu yönde etkiler. İyi yönetişim kültürü, insan kaynakları, mali yönetişim, veri yönetişimi ve örgütsel yapısı açısından kurumsal kapasitesini güçlendiren belediye, sürdürülebilir biçimde toplumsal ve bireysel fayda üretir.
Belediyelerin işleyiş kalitesi veri temelli bir yaklaşım ile güçlendirilebilir. İşleyiş kalitesinin güçlendirilmesi açısından kaliteli bilgilendirme, ölçme ve değerlendirme önemlidir. İşleyiş kalitesinin güçlenmesi; vatandaş ilişkilerinin (şikâyet, talep, memnuniyet oranları vb.), insan kaynakları yönetiminin (eğitim, terfi, disiplin vb.), mali yönetişim, bilgi-işlem ve teknoloji ile yenilikçilik (inovasyon) gibi alanlarda sürekli gelişime yardımcı olur.
Etkin bir işleyiş kalitesi kurum süreçlerinde kalite yönetim felsefesinin uygulanması ile sağlanabilir. Bu konuda yol gösterici olarak EFQM (Avrupa Kalite Yönetim Vakfı) Modeli kullanılabilir. Bu model, kurumların sürdürülebilir değer yaratma yolculuğunun neresinde olduğunu ölçerek başarılı olmalarına yardımcı olur. Hedefler ile performans arasındaki farkı ve olası gelişim alanlarının anlaşılmasını sağlar. Kurumların gelişmesine, güçlendirmesine ve kurumun performansının önemli ölçüde iyileştirmesine destek olur. Avrupa Konseyi gibi EFQM Modeli de belediyeler açısından bakıldığında vatandaş odaklı ve uzun vadeli bir yaklaşımın benimsenmesini öneriyor. Model, kurumun bir şeyi neden ve nasıl yaptığının, eylemlerinin sonucunda neleri başardığının ve neden-sonuç ilişkilerinin anlaşılmasını sağlar.
Belediyenin işleyiş kalitesini güçlü kılan temel özellikler şunlardır:
- Vatandaşı merkeze alan sürdürülebilir kalkınma ve yaşam kalitesine odaklanan değer yaratma anlayışı,
- Veri temelli ve kanıtlara dayalı karar alma süreçlerine sahip olmak,
- Anlamlı ve etkili katılımı her yönetim sürecinde işletmek,
- Bilgi kalitesini ilişki ve iletişimde yüksek tutmak,
- İnsan kaynakları, teknoloji, entelektüel sermaye ve mali kaynakları güçlü kılmak,
- Sürekli ölçme, kıyaslama ve öğrenme sistemini teşvik etmek.
Bir bütün olarak belediyenin gündelik hayatta vücut bulması, çalışanlarının yaptığı tercih, kurdukları ilişkiler ve davranışları ile sağlanır. Birimlerin istenilen hedefler doğrultusunda ve verimli çalışması, işleyiş ve iş yapış kalitesi doğrudan çalışanlar ile onların kullandığı teknolojik, ekonomik ve diğer kaynaklara dayanır. Bu kaynakların sürekli olarak geliştirilmesi ve kurumun işleyişinde etkin şekilde kullanılmasıyla işleyiş kalitesi artar. Böylece, belediyenin mevcut yetki ve kaynaklar ile en kapsayıcı, etkin ve sürdürülebilir değer üretmesi sağlanabilir.
D. İzleme ve Raporlama
Belediyenin faaliyetlerini öngörülen hedefler doğrultusunda ne ölçüde gerçekleştirdiği, ne kadar kaynak harcandığı ve ne gibi iyileştirmelere ihtiyaç duyduğu bu adımda tespit edilir. Bu süreçte belirli idari ve mali veriler temel alınarak değerlendirme yapılır. Planlanan hedefler, bütçe ile gerçekleştirilen faaliyetler ve sonuçlar birbiriyle kıyaslanır. Bu kıyaslama kurumun gelişim yolculuğunu tanımlaması ve başkalarının iyi uygulamalarından kendi işleyişine neler katacağını öğrenmek açısından değerlidir. İzleme sürecinde elde edilen veri ve bilgiler kurum içine ve dışına yönelik olarak raporlanır. Paydaşların güvenini kazanmak açısından raporlarda sunulan bilgilerin kalitesi önemlidir. Bu yüzden verilerin anlaşılabilir ve hesap verme anlayışına uygun şekilde sunulması gerekir.
Bilgi Kalitesi
Genel olarak bilginin kalitesi; ilgili tüm boyutları (çevresel, ekonomik, sosyal, kurumsal vb.) içermesi, kapsamının (tüm paydaşları ilgilendiren kısa, orta ve uzun vadeli) zengin olması ve sürekli gelişime elverişli (ölçme, kıyaslama ve öğrenmeye dönük verileri içermesi) olmasına bağlıdır.
İç ve dış paydaşlara sunulan bilgilerin:
- Tüm önemli ve ilgili konularda anlaşılabilir bilgiler,
- Mali ve mali olmayan konuları (çevresel, sosyal, kültürel, sosyal gruplara yönelik, vb.) kapsayan bilgiler,
- Veri temelli olarak,
- Her paydaş grubuna yönelik bilgileri kısa, orta ve uzun vadeli etkileri içerecek şekilde,
- Sunulan bilgilerin, başarıları anlatan bilgilerle birlikte hedeflerin gerçekleşmediği alanları da içerecek şekilde,
- Hedefler ile bunların gerçekleşme düzeylerinin kıyaslanmasını,
- Sonuçların geçmiş dönemler ile karşılaştırılmasını,
- Hem hedefler hem de geçmiş dönemler ile olan farkların açıklanmasını,
- Mali verilerin, belediye iştirakleri varsa konsolide mali tabloları içerecek şekilde,
- Sunulan bilgi ve verilerin şeffaflık ilkesine uygun olarak sunulmasını gerektirir.
Mali olmayan bilgiler; kurumun çevre, sosyal, kültürel, kalkınma, imar, şehir planlama, vb. gibi konuları kapsar. Önemli olan belediyelerin gerçekleştirdikleri faaliyetleri veri temelli ve kıyaslamalı olarak paylaşmalarıdır. Yani stratejik plan, performans programı gibi çalışmalarda yukarıda bahsi geçen konulara yönelik belirlenmiş hedefler ile gerçekleşmeleri karşılaştırmasını ve olumlu ve olumsuz farkların nedenlerinin açıklanmasını içeren bilgi paylaşımını gerektirir. Gerek mali gerekse mali olmayan karşılaştırma sonuçlarında olumsuz farklar olduğunda, söz konusu durumun giderilmesine yönelik somut adım ve planların paylaşılmasının yine bu kapsamda yapılması beklenir. Bu şekilde paydaşlar kaliteli bilgiye ulaşarak kurumu daha doğru değerlendirebilir.
Kurum içi bilgi kalitesi ise doğrudan işleyiş kalitesini etkiler. Farklı kademeler ve birimler arasında veri ve bilgilerin anlamlı, düzenli ve kıyaslamaya izin veren şekilde hazırlanması, kurumun bütünsel olarak daha etkin işlemesine hizmet eder. Öte yandan risklerin erken fark edilmesini, sapmaların önlenmesini ve kaynakların en doğru şekilde kullanılmasını sağlar. Entegre yönetişimin sağlanmasında farklı kademe, birim ve kritik paydaşlar arasında düzenli iletişim, koordinasyon ve iş birliğinin bulunması zorunludur. Aksi halde iyi yönetişimin özü olan güvenin ve ortak işleyişin sağlanması mümkün olmaz.
3. Entegre İyi Yönetişimin Sürekli Olarak Geliştirilmesi
Belediyelerde iyi yönetişim kültürü ve uygulamalarının değişen koşullar ve beklentilere uyum gösterebilmesi ancak sürekli ölçme, değerlendirme ve geliştirme ile korunup güçlendirilebilir. Bu şekilde iyi yönetişimin sunduğu güven ve memnuniyet düzeyi artacak, kaynaklar ile en bütünsel, kapsayıcı, etkili ve sürdürülebilir çözümler üretilebilecektir. Böylece belediyenin mümkün olan en üst düzeyde kamusal değer ve toplumsal fayda üretmesi garanti altına alınabilir. Belediyeler entegre iyi yönetişim yaklaşımını aşağıdaki grafikte paylaşılan aşamalar üzerinden ölçüp kıyaslayabilir ve geliştirebilir:
Sürekli Gelişim
Kurumların kapasite, işleyiş ve hedeflerine yönelik olarak bilgi, tecrübe ve performansının elde edilen deneyimler çerçevesinde geliştirilmesini ifade eder. Her kurum deneyimlerinden öğrenir. Öğrendiklerini kurumsal süreçlerini iyileştirmek ve geliştirmek için kullanırsa kurumun iş süreçleri daha etkin ve verimli hale gelir.
İş süreçlerinin performansını ölçmek için bütünsel ve veri temelli bir yaklaşım geliştirmek önem taşır. Kurulan performans takip sistemi, kurumun kapasitesini ve iş süreçlerinin performansını ölçerek, kıyaslama yapmaya imkân sağlar. Bu şekilde kurumun gelişime açık alanları belirlenir. Kurumlar, gelişim alanlarının önceliklerine göre kaynak tahsis ederler.
Sürekli gelişim sayesinde kurumlar değişen koşullara ve olası risklere hazırlıklı hale gelirken, ürettikleri faydanın kapsayıcılığı da artar. Geliştirme, iyileştirme ve yenilik yapma adımı bir kurumun dayanıklılığının artması açısından önemlidir. Bu şekilde kurum, gelişmesi gereken yönlerini belirleyerek bu konularda nasıl gelişeceğini değerlendirebilir. Gelişim önerilerini hayata geçirerek süreçlerinin etkililiğini ve verimliliğini artırıp sorunlara da etkili çözümler geliştirebilir. Etkili ve verimli çözümler geliştiren belediyeler paydaşlarının güvenini kazanır.
Belediyede iyi yönetişime dair gündem ve karar alma süreci, mevcut durumun kanıtlar ışığında değerlendirmesiyle başlar. Bu konuda Avrupa Konseyi’nin sunduğu Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Marka Çerçevesi 97 gösterge sunmuştur. Bu göstergeler kurum, alan ve birim bazlı olarak haritalanır, gerekirse alt göstergeler de geliştirilebilir. Söz konusu alt göstergelerin üst göstergeler ve 12 iyi yönetişim ilkesi ile uyumlu ve tutarlı olması şarttır. Mevcut durum analizinden sonra iyi yönetişime dair genel eksiklikler ve iyileştirmeler karara bağlanabilir.
Planlama aşamasında ise iyi yönetişimin kurumda bütünsel olarak iyileştirilmesi için yapılması gerekenler tayin edilir. Her bir ilkenin ve göstergenin farklı yapı, işleyiş ve faaliyetler ile sonuçlarla eşleştirilmesi bu süreçte faydalı olur. Özellikle iç ve dış paydaş görüşlerinin alınması (katılım kalitesi), gerekli veri ve bilgilerin toplanması (bilgi kalitesi) ile işleyişin nasıl iyileştirileceği (işleyiş kalitesi) üzerine değerlendirme ve planlama yapılmalıdır. Gerekli görev, sorumluluk ve kaynaklar planlanarak uygulama süreci ilgili göstergeler ile takvime bağlanır.
Üçüncü aşamada ise entegre iyi yönetişimi iyileştirmek için planlanan faaliyetler uygulamaya sokulur. Bu aşamada farklı kademe ve birimlerde uygulanacak çalışmaların etkin şekilde hayata geçirilmesi, veri temelli kayıt altına alınması ve düzenli aralıklarla değerlendirilmesi gerekir. Bunun olabilmesi için özel bir kurumsal yapı (komite, komisyon, platform vb.) kurulması faydalı olacaktır. İyi yönetişim uygulamalarının geliştirilmesinde belediyenin siyasi, idari ve mali süreçlerini kapsayan şekilde, en üst kademeden (meclis ve başkanlık makamı) başlayarak günlük işleri yürüten çalışanlara kadar iyileşme sürecinin kapsamı geniş tutulmalıdır.
Uygulama sürecine eşlik eden ve sonrasında devam eden aşama ise ölçme ve değerlendirmedir. İyi yönetişimin kurumda entegre bir yaklaşımla iyileştirilmesi için yapılan her türlü faaliyet ve faaliyetlerin sonuçları kayıt altına alınmalıdır. Bunun için kilit performans göstergeleri ve belirli eşiklerin tanımlanması sürecin daha etkin işlemesine katkı sağlar. İyi yönetişime ait kilit performans göstergelerinin belirlenmesi görev, sorumluluk ve performansın kıyaslanmasına olanak sağlar. Belirli aralıklarla üst yönetim ve ilgili çalışanların katıldığı toplantılarda elde edilen sonuçlar incelenir, iyileşmeler değerlendirilir ve gerektiğinde müdahale edilir.
Ölçme ve değerlendirme sürecinin asıl amacı iyi yönetişim kültürünün belediyede yerleştirilmesi, iyileştirilmesi, gelişmesi ve yenilikler ile mükemmelliğe yönelmesidir. Düzenli aralıklarla veri ve katılım temelli yapılacak değerlendirmeler belediyede iyi yönetişimin entegre biçimde iyileştirilmesi için neler yapılması gerektiğini ve gelişimin nasıl sağlanacağını belirler. Bu aşamada alınacak tedbirler, yeni araç ve uygulamalar incelenerek karara bağlanır, gerekli kaynaklar tahsis edilir ve yapılacak işler farklı kademe ve birimlere tayin edilir.
Entegre iyi yönetişim yaklaşımının bir belediyede sürekli geliştirilmesi aşağıda açıklanan dört başlık altında gerçekleştirilebilir. Bu şekilde entegre iyi yönetişimin kurumun tümünde yayılması, işlevsellik kazanması ve sürekli gelişmesi sağlanabilir. Söz konusu dört başlık altında tanımlanan adımlar Entegre Belediye Yönetişim Modeli© projesi kapsamında iki belediyede pilot olarak hayata geçirilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda iki belediyenin Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası alması hızlı bir şekilde sağlanmıştır. (Bkz: Pilot Uygulama ve Sonuçları)
Bu çalışmaların gerçekleştirilmesi ile ilgili belediyenin farklı birimlerinde çalışan kişilerden oluşan bir kurumsal yapının (komite, komisyon, platform vb.) kurularak bu çalışmaları yönlendirmesi, hem etkili sonuçların kısa sürede alınması hem de iyileştirme çalışmalarının kurumun geneline yayılmasına imkân sağlar. Bu yaklaşım entegre iyi yönetişimin belediyede kurumsallaşması, yayılması ve gelişmesine döngüsel bir düzende imkân sağlar. Söz konusu kurumsal yapının doğrudan başkan ve üst yönetimin öncülüğünde işletilmesi kurumda daha hızlı iyileştirmelere ve sahiplenilmeye katkı verir.
Entegre iyi yönetişim yaklaşımının bir belediyede sürekli geliştirilmesi dört başlık altında gerçekleştirilebilir: değerlendirme, iyileştirme planlaması, kurumsallaştırma ve sürekli gelişim.
Değerlendirme
- İlk aşamada belediye belirlenmiş olan ELoGE göstergeleri temelinde kendi öz değerlendirmesini yapar.
- Öz değerlendirme iç ve dış uzmanlar tarafından gözden geçirilerek yapılırsa daha objektif sonuçlar ortaya koyabilir.
- Belediye üst yöneticileri ve birim yöneticileri ile derinlemesine mülakatlar gerçekleştirilir.
- Belediye karar vericileri olan meclis üyelerinin iyi yönetişim uygulamalarına yönelik görüşlerini almak için anket yapılır.
- Belediyenin yatırım, hizmet ve faaliyetlerinden yararlanmakta olan vatandaşlar ile iyi yönetişim uygulamalarına yönelik görüşlerini almak için anket yapılır.
- Belediye çalışanlarıyla iyi yönetişim uygulamaları konusunda görüşlerini almak için anket yapılır.
- Öz değerlendirme ve anket sonuçları değerlendirildikten sonra tüm sonuçlar göz önünde tutularak iç paydaşlar ve dış paydaşlar ile çalıştaylar yapılır. Çalıştaylarda paydaşların gelişim alanlarına yönelik görüş ve önerileri toplanır.
- Mülakatlar, anketler, iç paydaş ve dış paydaş çalıştayı sonuçları ve kurumun ölçme ve değerlendirme süreçleri kapsamında mevcut durumu tespit edilir.
- Tüm araştırma verileri ve paydaş görüşlerine dayalı olarak kurumun iyi yönetişim uygulamaları konusunda nerede olması gerektiğine yönelik değerlendirme yapılır.
- Kurumun olması beklenen yer ve mevcut durum arasındaki farklılıklar tespit edilir. Bunlar gelişim alanlarını ifade eder.
İyileştirme Planlaması
- Belediyenin iyi yönetişim açısından mevcut durumuna ve gelişim alanlarına yönelik tespitler üst yönetime sunulur ve gelişim alanlarına yönelik öneri ve görüşleri alınır.
- Belediyenin mevcut durumuna ve gelişim alanlarına yönelik iç paydaşlara bilgilendirme yapılır. Bilgilendirme sonrası planlama amaçlı iç paydaş çalıştayı düzenlenir. Çalıştayda iç paydaşların gelişim alanlarına yönelik görüş ve önerileri alınır. Aynı zamanda destekleri istenir.
- İyi yönetişim komitesi; üst yönetim görüşleri, iç paydaş görüşleri ve tespitler çerçevesinde değerlendirme yapar ve taslak bir iyileştirme eylem planı hazırlar.
- Taslak plan üst yönetimin onayına sunulur. Onay sonrası iyileştirme eylem planı nihai hale getirilir.
- Eylem planı iyileştirme eylemlerini, bunlarla ulaşılmak istenen hedefleri, hangi eylemden hangi birimin sorumlu olduğunu, eylemin ne zaman ve kimler tarafından tamamlanacağını tanımlar.
Kurumsallaştırma
- Bu adımda eylem planı uygulamaya alınır.
- Eylem planı uygulanma sürecinde belediyenin çalışanlarına (üst yönetim, yönetim ve çalışanlar) iyi yönetişim uygulamalarına yönelik (ELoGE) eğitimler verilir.
- İyi yönetişim uygulamalarının hayata geçirilmesinde önemli rolleri olan meclis üyeleriyle, üst yöneticilerle, müdürlerle ve kilit uzmanlarla konunun uygulanması ve sağlayacağı faydalara yönelik ayrıca toplantı ve seminerler yapılır.
- İyi yönetişim uygulamalarının kurum içinde sahiplenilmesini sağlamak amacıyla her birim için faaliyet konusuna bağlı olarak iyi yönetişim performans göstergeleri tanımlanır. Bu göstergeler takip edilerek hem bütünsel olarak kurumun hem de ilgili birimlerin yönetişim uygulamalarının performansı takip edilebilir.
- İyi yönetişimi belediyede güçlendirmek için kurulmuş olan iyi yönetişim komitesi sürekli hale getirilerek birim bazlı iyileştirmeler daimî hale getirilebilir.
Sürekli Gelişim
- Bu aşamada hayata geçirilen eylem planının sonuçları üzerinden nasıl bir gelişme sağlandığı değerlendirilir. Bu çerçevede iyi yönetişim uygulamalarına yönelik hedeflerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği anlaşılır.
- Eğer plan amaçları ve hedefleri gerçekleştirilmiş ise belediye Avrupa Yönetişim Mükemmelliği Markası’na başvuru yapmayı onaylar ve başvuruyu usulüne göre yapar.
- Bu adımda belediyenin ve birimlerin performansını takip etmek ve sürekli gelişimlerini sağlamak amacıyla kurumsallaşma adımında belirlenmiş olan performans göstergeleri kalıcı hale getirilir, performans izleme sistemi oluşturulur.
- İç denetim çalışmaları kapsamına iyi yönetişim uygulamalarının her birimde denetlenmesini sağlayacak düzenlemeler getirilir. Performans sisteminin bir bacağının da iç denetim çalışmaları olması sağlanır.
- Dışarıdan yapılacak bir denetim farklı bir bakış açısı sunması açısından önem taşır. Üstelik bu denetim vatandaşlar ve sivil toplum tarafından yapılırsa gelişim fırsatları farklı bir gözle daha etkin bir şekilde tanımlanabilir.
- Bu yüzden sivil denetimin teşvik edilmesi ve bundan faydalanılması, gelişim çalışmalarının sürekliliği açısından önemlidir.
- Her yılın sonunda Entegre İyi Yönetişim Raporu hazırlanması ve paydaşlara sunulması kurumun yaptığı çalışmalar sonrasında nasıl bir gelişim sağlandığını gösterir. Bu rapor veri temelli, kıyaslama içerecek şekilde kısa, öz ve anlaşılır şekilde hazırlanır. Uygun yöntem ve araçlar ile başta vatandaşlar olmak üzere tüm paydaşların bilgisine sunulur.
Bu aşama ve adımlar her sene tekrarlanarak belediyede entegre iyi yönetişim yaklaşımının kurumsallaşması, sürekli gelişmesi ve belediyenin ELoGE markasını koruyarak yüksek güven duyulan bir kuruma dönüşmesi sağlanır. İyi yönetişim mükemmelliği aynı zamanda vatandaş ve paydaş güveninin en üst düzeyde sağlanmasına hizmet eder.
Modelin Uygulanmasına Yönelik Temel Öneriler
Entegre Belediye Yönetişim Modeli ve bileşenlerinin hayata geçirilmesi, belediyenin tüm yapı, işleyiş ve faaliyet süreçlerinde iyi yönetişim yaklaşımının uygulanmasını sağlar. İyi yönetişimin uygulanması da kuruma duyulan güven ve memnuniyet düzeyinin yükselmesine katkıda bulunur. Modelin uygulanması, belediyeyi elinde bulunan yetki ve kaynakları kullanarak bütünsel, kapsayıcı, etkili ve sürdürülebilir çözümler üretmeye yönlendirir. Buna bağlı olarak yerel düzeyde sürdürülebilir kalkınmaya ve insanların yaşam kalitesinin güçlenmesine hizmet edecektir.
Entegre Yönetişim Modelinin Belediye Yönetim Süreç ve Adımlarında Uygulanması
Belediye kendine bir yön tayin eder, belirlediği yöne gitmek için planlama yapar, planları uygular ve sonuçları izleyerek raporlar. Temel olarak dört adımlı bir yönetim süreci vardır. Bu süreçlerin gerçekleşmesi için altı kritik işlevin/adımın etkin biçimde yapılması gerekir. Bu yaklaşım belediyenin yönetişim kalitesini belirler. Söz konusu işlevlerde entegre iyi yönetişim yaklaşımının hayata geçirilmesi gerekir.
A. Gündem Belirleme
Karar vericilerin gündemine girmesi gereken konuları belirlediği süreçtir. Bu sürecin uygulanmasında entegre düşünce kavramının kullanılması çok önemlidir. Bu şekilde konular farklı boyutlarıyla, gerekli veriler ve istişare süreçleriyle değerlendirilir. Örneğin, bir şehirde çevrenin korunması ile ekonomik kalkınmanın sağlanması arasındaki ilişki ve denge bu aşamada yapılan değerlendirmede önem kazanır. Sınırlı olan kaynakların nerede, ne oranda kullanılacağı gündem belirleme sürecinde hesaba katılır. Belediye gündeminin yerel koşullar ve vatandaş beklentileri açısından doğru, uzun vadeli ve kapsamlı biçimde ele alınmasında katılım kalitesi büyük önem taşır.
Belirli politika alanlarında ilgili tüm ekonomik ve sosyal grupların (paydaşların) kapsayıcı bir anlayışla katılımının sağlanması beklentilerin, taleplerin ve ihtiyaçların doğru tespit edilmesini sağlar. Bu aşamada kapsamlı ve detaylı olarak paydaşların belirlenmesi, bu paydaşlardan hedeflenen görüş ve verilerin alınması için belirli yöntem ve araçların kullanılması gereklidir. Entegre iyi yönetişim yaklaşımını bu adımda hayata geçirmek büyük önem taşır. Gerek gündeme alınacak konuların içeriği gerekse de paydaş katılımının sağlanması geriye kalan bütün yönetimsel karar ve süreçleri etkiler. İyi yönetişim ilkelerinin benimsenmesi ve süreçlere uyarlanması bu aşamada oldukça önemlidir.
Gündem belirleme sürecinde katılımın kalitesini yüksek tutmak, tüm yönetim süreçlerinde iyi yönetişim kültürünü hayata geçirmek ve sürekli geliştirmek için ön koşul olma niteliği taşır. Ancak bu şekilde farklı paydaşların ihtiyaç ve talepleri, çeşitli riskler ve fırsatlar anlaşılabilir. Böylece duyarlılık, kapsayıcılık, adillik gibi ilkeler temel alınarak gündem konuları ele alınabilir.
Gündem belirleme aşamasında anlamlı paydaş katılımının gerçekleştirilmesi, paydaşların beklenti, talep ve sorunlarının değerlendirilerek belirlenmesine yardımcı olur. Bu aşamada anlamlı paydaş katılımının yanında etkin bir mevcut durum değerlendirmesi de yapılmalıdır. Mevcut durum ile geleceğe dair senaryolar, olabildiğince kuruma ait ve kurum dışında bulunan veriler kullanıldığında ve katılım sürecinde elde edilen görüşler üzerinden yapıldığında etkili hedef ve stratejiler belirlenebilir.
Gündem belirleme adımından başlayarak tüm yönetim süreç ve adımlarında kurumsal işleyiş kalitesi belirleyici olur. Entegre yönetişim yaklaşımının belediyenin tüm yapı, süreç ve faaliyetlerinde hayata geçmesi, işleyiş kalitesine dahil edilmesine ve sürekli izlenerek değerlendirilmesine bağlıdır.
B. Karar Alma
Belirlenmiş olan gündem maddelerinin kurumun mevcut durum analizi ışığında hedefleri ve stratejisi ile karara bağlandığı süreci tanımlar. En üst yönetim organından başlayarak her birim ve süreçte farklı kararlar alınır. Alınan kararların istenilen yön ve hedefler doğrultusunda, tutarlı olması beklenir. Sürecin bu adımında anlamlı paydaş katılımı ve gerekli verilerin elde bulunması kritik önem taşır. Mevcut kaynak, risk ve fırsatların ilgili veriler ile katılım sürecinden önce ilgili paydaşlara iletilmesi gerekir. Çünkü paydaşların sorun, ihtiyaç ve talepleri ile kurumun kaynak, kabiliyet ve öncelikleri çerçevesinde kararlar oluşturulur.
Bu aşamada dikkate alınması gereken bir diğer konu entegre düşünce kavramının karar süreçlerinde uygulanmasıdır. Alınan kararların kurum içinde ve dışında nasıl etkiler yaratacağı, paydaş ilişkilerini nasıl etkileyeceği verilere dayalı olarak, bütünsel ve iyi yönetişim ilkeleri açısından hesaba katılmalıdır. Bu değerlendirmeye bakılarak kurum içerisinde yapılacak koordinasyon ve iş birlikleri belirlenmelidir. Uygun kurumsal mekanizma, yöntem ve araçlar belirlenmeli, etkin şekilde hayata geçirilmelidir.
C. Kaynak Tahsisi
İşleyiş ve faaliyetlere dair kararların hayata geçirilmesi için kaynakların tahsis edilmesi gerekir. Söz konusu kaynaklar sadece parasal değil insan, teknoloji ve bilgi gibi kaynakları da içerir. Sürecin bu adımında anlamlı paydaş katılımından elde edilen veri ve görüşler önemlidir. Çünkü paydaşların beklenti, ihtiyaç ve talepleri ile kurumun kaynak, kabiliyet ve öncelikleri çerçevesinde kaynak tahsisleri yapılır.
Bu aşamada dikkate alınması gereken bir diğer konu entegre düşünce kavramının kaynak tahsisi aşamasında kullanılmasının yaratacağı faydadır. Bu aşamada farklı kaynakların birbirleri ile etkileşimi ve bu etkileşimin ortaya koyacağı fayda ve maliyetler değerlendirilebilir, tahsis sürecinin kalitesi artırılabilir. Farklı beklentilerin yönetilmesi ile kısa, orta ve uzun vadeli seçimler arasında dengenin kurulması gerekir. Kurumsal işleyiş kalitesi bu çalışmalarda önemli rol oynar. İşleyiş kalitesi kurumun kaynaklarının kapsayıcı, etkin ve sürdürülebilir biçimde kullanılmasında rol oynar.
D. Uygulama Süreçleri
Bu aşamada, alınan kararlar tahsis edilen kaynaklar çerçevesinde ilgili birimler tarafından hayata geçirilir. Yatırım yapmak, hizmet sunmak, denetim gerçekleştirmek ve proje yürütmek gibi faaliyetlerin tümünü kapsar. Entegre düşünce kavramı uygulama süreç ve adımlarının tümünde önem taşır.
Etkin uygulama için farklı kademe, birim ve paydaşlar arasında düzenli bilgi akışı, iletişim ve iş birliğinin icra edilmesi gerekir. Bir arada ve sürekli etkileşim içinde çalışmak; ortak çözümler sunmak, kaynakları ortak hedefler doğrultusunda kullanmak ve düzenli izleme yapmak açısından gereklidir. Tüm bu süreçlerde koordinasyon ve iş birliğinin kaliteli olması ise işleyiş ve iş yapış kalitesine bağlıdır. Doğru yöntem, araç ve tavır ile koordinasyon, iş birliği ve ortak faaliyetler sağlanabilir. İşleyiş kalitesi hizmetlerin etkin, verimli ve zamanında gerçekleştirilmesini sağlar.
E. Ölçme ve Değerlendirme
Bu aşamada kurumun belirlediği hedefler ile gerçekleştirdiği faaliyetler hakkında ölçüm çalışmaları yapılır ve ortaya çıkan sonuçlar kıyaslama yapılarak değerlendirilir. İstenilen yönde belirlenmiş hedefler ile elde edilen sonuçların uyum düzeyi, kullanılan kaynaklar ve işleyişe dair bilgiler bu adımda ele alınır. Bu aşamada entegre düşünce ile iyi yönetişim kültürünün nerede, ne oranda ve nasıl hayata geçirildiğini inceleme fırsatı doğar. Örneğin, bütünsel ve kapsayıcı yerel sosyal politika anlayışı ile farklı gruplara ait hangi risklerin yönetildiği, hangi sosyal grupların yaşam kalitesi üzerinde olumlu etki yaratıldığı, bu süreçlerde kurumun harcadığı kaynaklar ile hizmet sunuş yaklaşımları değerlendirilebilir. Böylece katılımcılık, duyarlılık, etkililik ve verimlilik gibi ilkelerin ne oranda hayata geçirildiği kıyaslanabilir. Kurumsal işleyiş kalitesi bu çalışmalarda önemli rol oynar. Çünkü ölçme değerlendirme sistemlerinin etkin çalışması işleyiş kalitesi ile sağlanabilir.
Ayrıca bu aşamada entegre iyi yönetişim yaklaşımının uygulanması, özellikle şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri açısından ayrı önem taşır. Farklı paydaşların, elde edilen sonuçlar hakkında bilgilendirilmesi kuruma olan güven düzeyini olumlu etkiler.
Bu aşamada dikkat edilmesi gereken diğer konu da sunulan bilginin kalitesidir.Kaliteli bilgi ile yapılan izleme ve değerlendirme kurumun gelişimine ve öğrenme döngüsünün doğru işlemesine imkân sağlar. Geçmiş dönem çalışmalarıyla ve diğer paydaşların performansı ile ilgili değerlendirme yapmaya izin verir.
F. Raporlama
İzleme ve değerlendirme sürecini takiben kurum içi ve dışı paydaşlara bilgilerin sunulması aşamasıdır. Raporlama genellikle belirli hedefler, bunlara dönük faaliyetler, kilit göstergeler ve kullanılan kaynakları içerir. Entegre yönetişim yaklaşımı gereği ilgili tüm bilgilerin şeffaf, anlamlı ve anlaşılır şekilde iç ve dış paydaşlarla düzenli olarak paylaşılması gerekir.
Raporlama salt bürokratik bir usul veya iş olarak görülmemelidir. Esas itibariyle kurumun rol ve faaliyetlerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve sürekli iyileştirilmesi için bir öğrenme, gelişme ve güven sağlama uygulaması olarak ele alınmalıdır. Bu aşama iyi yönetişimin özellikle şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin hayata geçirilmesi olarak görülmelidir. Benzer şekilde iyi yönetişim kültürünün nerede, nasıl ve ne oranda uygulandığını yansıtacağı da göz önünde tutulmalıdır. Raporlanarak sunulan bilginin kalitesi, paydaşların doğru bilgilenmesini ve kuruma yüksek düzeyde güven duymalarını sağlar.
Bir belediyede entegre iyi yönetişim yaklaşımının hayata geçirilmesi, belirli ilkelerin farklı yönetim süreçleri ve adımlarında belirlenmiş usul ve esaslar ışığında uygulanmasına bağlıdır.
Bir belediyede entegre iyi yönetişim yaklaşımının hayata geçirilmesi, belirli ilkelerin farklı yönetim süreçleri ve adımlarında belirlenmiş usul ve esaslar ışığında uygulanmasına bağlıdır. İyi yönetişim kültürünün söylem ve niyet ötesine geçmesi, mevzuatın gündelik hayatta vücut bulması ancak iyi yönetişim ilkelerinin tüm kurumsal işleyişe yayılması ile mümkün olur. Bu işleyiş ise yönetim aşamaları, adımları ve usullerinde yapılanlar ile gerçeklik kazanır.
Modelin hayata geçirilmesi ve sürekli gelişimi için belediyelerin beş konuya öncelik vermesi yerinde olacaktır:
- 1Entegre düşüncenin her karar alıcı ve uygulayıcı tarafından anlaşılması ve sahiplenilmesi,
- 2Entegre iyi yönetişim yaklaşımının her birim ve yönetim sürecinde uygulanması,
- 3Katılım kalitesinin her yönetim sürecinde artırılması,
- 4İç ve dış paydaşlara sunulan bilgilerin kalitesinin artırılması,
- 5İyi yönetişim uygulamalarının sürekli olarak geliştirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması ve uygulanması.
Belediyelerde entegre iyi yönetişim kültür ve uygulamalarının sağlanması için bu beş öncelik alanında aşağıdaki faaliyetler gerçekleştirilebilir:
- Belediye başkan ve meclis üyeleri başta olmak üzere tüm siyasi, idari ve mali süreçler üzerinde etkisi olan kişi ve birimler nezdinde iyi yönetişimin anlaşılması, somut faydalarının bilinmesi ve bu kültürün sahiplenilmesi.
- İyi yönetişim ilkelerini tüm belediye yapı, işleyiş ve faaliyetlerinde bütünsel olarak hayata geçirmek gerektiğinin anlaşılması ve somut olarak tanımlanması.
- Karar alırken, kaynakları ve hizmetleri tahsis ederken bütün iyi yönetişim ilkelerinin tutarlı olarak entegre bakış açısı ile değerlendirilmesi.
- Belediye iç ve dış etkenlerin birbirleriyle etkileşimini göz önüne alan bir bakış açısıyla belediyenin bir ekosistem içerisinde görülmesi. Bu ekosistemde kaliteli bilginin tüm işleyiş süreçlerinde güven, memnuniyet ve verimliliği artıracak şekilde üretilmesi ve paylaşılması.
- Bütün yönetim aşama ve adımlarında kaliteli katılımın sağlanmasıyla ortak akıl ve kaynakların belirlenen ortak hedeflere hizmet etmesinin sağlanması.
- Kaliteli katılım yapabilmek için paydaşları etkileme/etkilenme, talep, coğrafi, demografik yapı gibi konularda gruplara ayırarak ve onlara yönelik politika ve uygulamalar geliştirerek kapsayıcılık ve adilliğin güçlendirilmesi.
- İyi yönetişim ilkelerini kademe ve birim bazında tanımlamak, ölçmek ve önceliklendirmek için entegre iyi yönetişim yaklaşımının hayata geçirilmesi.
- Kurumsal işleyiş kalitesini sağlamak için kalite yönetim sistemleri, insan kaynakları yönetimi, mali kaynak kapasitesi, teknoloji ve yenilik gibi alanlarda iyi yönetişim temelli iyileştirme yapılması.
- İç ve dış denetim çalışmalarını kurumun gelişimi açısından bir fırsat olarak değerlendirerek denetim bulgularının sürekli gelişim ve kurumsal işleyiş kalitesini güçlendirmenin bir aracı olarak görülmesi.
- İyi yönetişimin entegre bir yaklaşımla tüm kurumda hayata geçirilmesi, kurumsal yayılımının sağlanması ve sürekli gelişimi için kurumsal mekanizmaların kurulması, uygun uzman ve kaynakların tahsis edilmesi.
EBYM esas itibariyle değişen dünya ve yerel koşullar karşısında yeni nesil bir yerel yönetişim anlayışını ortaya koymaktadır. Bu nedenle gelişime açık ve kendisi de sürekli gelişime tabi bir modeldir.
EBYM esas itibariyle değişen dünya ve yerel koşullar karşısında yeni nesil bir yerel yönetişim anlayışını ortaya koymaktadır. Bu nedenle gelişime açık ve kendisi de sürekli gelişime tabi bir modeldir. Her bir belediyenin modeli uygulama sürecinde kazandığı deneyimler ve geliştirdiği öneriler ile modelin gelecekte iyileştirilerek güçlendirilmesi hedeflenmektedir.